Gözlem, takvim oluşturma ve dini uygulamalar, Kolomb öncesi Amerika‘daki gelişmiş astronomi bilgisinin temelini oluşturdu. Astronomi, insanlık tarihindeki en eski bilim dallarından biridir. Gece gökyüzü, tarih öncesi çağlardan beri insanları büyülemiş, onlara hikayeler anlatmış, yön bulmalarını sağlamış ve tarımsal faaliyetlerini düzenlemişti. Bu durum, Avrupalılar’ın gelişinden önce Amerika kıtasında gelişen uygarlıklar için de geçerliydi.
Aslında, Mezoamerika ve And Dağları’ndaki yerli halklar, göksel cisimlerin hareketlerini anlamak ve kaydetmek konusunda inanılmaz bir yetenek sergilediler. Bu bilgi, sadece pratik amaçlarla değil, aynı zamanda dini inançlarını, mitolojilerini ve siyasi güçlerini şekillendirmek için de kullanıldı. Bu makale, Kristof Kolomb öncesi Amerika’nın astronomi bilgisini, onların gökyüzüne olan derin bağlılığını ve bunun kültürlerini nasıl etkilediğini keşfedecek.
Astronominin Kökenleri ve Önemi
Kolomb öncesi toplumlar için astronominin temelinde gözlem yatıyordu. Avrupalılar gibi teleskoplara sahip olmasalar da, karmaşık gözlem teknikleri ve mimari hizalamalar geliştirdiler. Bu bilgi, tarımsal verimlilik için hayati önem taşıyan hassas takvimler oluşturmalarını sağladı. Ekim ve hasat zamanlarını belirleyebilmek, bir toplumun hayatta kalması ve refahı için çok önemliydi.
Ayrıca, güneş, ay ve yıldızların döngüleri, dini inançlar ve ritüellerle derinden iç içe geçmişti. Tapınaklar ve diğer anıtsal yapılar, gündönümleri veya ekinokslar gibi belirli astronomik olaylarla hizalanacak şekilde inşa edildi. Bu da, astronominin sadece bir bilim olarak değil, aynı zamanda siyasi ve dini iktidarın bir ifadesi olarak da hizmet ettiğini gösteriyordu; yöneticiler ve rahipler, göksel olaylar üzerindeki sözde kontrolleri aracılığıyla otoritelerini pekiştiriyorlardı.
Maya Astronomisi
Mayalar, gökbilim konusunda özellikle yetenekliydiler. Takvim sistemleri inanılmaz derecede kesindi ve Venüs‘ün hareketleri ve güneş ve ay tutulmaları da dahil olmak üzere çeşitli gök olaylarını kaydedip tahmin edebiliyorlardı. En dikkat çekici başarılarından biri, Dresden Codex adı verilen ve 11. veya 12. yüzyıla tarihlenen bir el yazmasıdır. Bu karmaşık belge, yalnızca Venüs’ün 584 günlük döngüsünü değil, aynı zamanda Mars‘ın ve hatta belki de Jüpiter ve Satürn‘ün hareketlerini de detaylandıran astronomik tablolar içerir. Bu, Mayalar’ın sadece gözlem yapmakla kalmayıp, gezegen hareketlerini modelledikleri ve gelecekteki konumlarını tahmin edebildikleri anlamına gelir.
Mayalar ayrıca, özellikle de şu anda Meksika’nın Yucatán bölgesinde bulunan Chichén Itzá‘daki “Caracol” olarak bilinen yapı gibi, astronomik gözlemler için özel yapılar inşa ettiler. Bu yapı, adını modern teleskoplara benzeyen spiral merdivenlerinden alır ve pencereleri ve hizalamaları, özellikle Venüs’ün en uç konumları da dahil olmak üzere önemli gök olaylarını gözlemlemek için tasarlanmıştır. Venüs, savaş ve tarımla bağlantılı olarak Maya kozmolojisinde büyük önem taşıyordu. Bu tür yapılar, astronominin Maya şehir planlamasının ve mimarisinin ayrılmaz bir parçası olduğunu göstermektedir.
Aztek Astronomisi
Mayalar gibi, Aztekler de gökyüzüne ve onun dünya üzerindeki etkisine büyük önem verdiler. Aztek kozmolojisi, dünyanın sürekli bir yıkım ve yeniden doğum döngüsünden geçtiğine inanılan ve her biri kendi yönetici tanrısı, rüştu ve insan kurban etme uygulamalarıyla ilişkilendirilen “Güneşler” kavramına dayanıyordu. Mevcut dünya, güneş tanrısı Tonatiuh’a bağlı olan Beşinci Güneş olarak biliniyordu. Bu kozmik döngüleri anlamak, Aztek dininin ve ritüellerinin merkezinde yer alıyordu.
Aztekler ayrıca, takvimlerini ve ritüel zamanlamalarını yöneten 260 günlük dini bir döngü ( tonalpohualli ) ve 365 günlük bir güneş yılı ( xiuhpohualli ) içeren karmaşık bir takvim sistemi kullandılar. Bu iki döngü, 52 yıllık daha büyük bir “yüzyıla” denk gelecek şekilde birleşiyordu. Bu 52 yıllık dönemin sonu, Aztekler için büyük bir endişe kaynağıydı, çünkü tanrıların dünyayı terk edebileceğinden ve kaosun başlayabileceğinden korkuyorlardı. Bu korkuyu hafifletmek için, “Yeni Ateş Töreni” adı verilen ve yeni bir döngünün başarılı bir şekilde başlamasını sağlamak için insan kurban etmeyi içeren son derece önemli bir ritüel gerçekleştirirlerdi. Bu, astronominin Aztek yaşamı ve ölümü üzerinde doğrudan ve derin bir etkiye sahip olduğunu açıkça göstermektedir.
İnka Astronomisi
And Dağları’nda İnkalar, kendine özgü bir astronomi sistemi geliştirdi. Tarımsal takvimlerini yönetmek ve önemli dini festivalleri zamanlamak için güneş, ay ve yıldızların hareketlerini yakından takip ettiler. İnka astronomisinin en belirgin yönü, ceque sistemi olarak bilinen ve başkent Cusco’nun etrafına yayılmış, düz çizgilerden oluşan karmaşık bir düzendi. Bu hatlar üzerinde, huacas adı verilen (genellikle pınarlar, kayalar veya yapay yapılar gibi) kutsal yerler bulunuyordu. Birçok huaca, gündönümü veya ekinoks gibi belirli astronomik olaylarla hizalanmıştı. Bu sistem, İnka dininin, astronomisinin ve toplumsal örgütlenmesinin ayrılmaz bir parçasıydı.
Mayaların aksine, İnkalar yazılı bir dile sahip değildi, bu nedenle astronomik bilgilerini sözlü gelenek ve araçlar aracılığıyla aktardılar. Bunların en ilginci, farklı renk ve desenlerde düğümlerden oluşan ve hesap kayıtları, tarihi olaylar ve muhtemelen astronomik döngüler de dahil olmak üzere çeşitli bilgileri depolamak için kullanılan quipu‘ydu. Ayrıca, gök cisimlerinin hareketlerini izlemek için “güneş sütunları” gibi taş sütunlar kullandıklarına inanılıyor. Cusco’nun eteklerinde bulunan bu sütunlar, güneşin konumuna göre mevsimleri ve tarımsal döngüleri belirlemek için bir tür gözlemevi işlevi görüyordu.
Kuzey Amerika’daki Astronomi
Gelişmiş şehir devletleri ve imparatorluklar Mezoamerika ve And Dağları’nda gelişirken, Kuzey Amerika’nın yerli halkları da kendi sofistike astronomi geleneklerine sahipti. Örneğin, şu anda ABD’nin güneybatısında yaşamış olan Anasazi (veya Eski Pueblo Halkı), gündönümleri ve ekinokslar gibi önemli olaylarla hizalanmış kaya sanatı ve “güneş işaretçileri” yarattılar. New Mexico’daki Fajada Butte’de bulunan üç kayadan oluşan bir “güneş hançeri”, güneş ışığının döngüleri işaretlemek için spiral oymaların üzerine düşmesiyle bilinir.
Benzer şekilde, Mississippi Nehri vadisinde ve çevresinde gelişen ve şu anda Cahokia olarak bilinen büyük bir şehir merkezi kuran Mississippian kültürü, “Ahşap Çember” olarak bilinen ve bir tür gözlemevi olarak hizmet edebilecek dairesel bir direk dizisine sahipti. Bu yapılar, güneşin yükseliş noktalarını ve diğer gök olaylarını işaretlemek için kullanılmış olabilir. Bu uygulamalar, astronomik bilginin Amerika genelinde yaygın olduğunu ve her kültürün kendi ihtiyaçlarına ve inançlarına uygun şekilde uyarladığını göstermektedir.
Astronominin Mirası
Kolomb öncesi Amerika’nın astronomi bilgisi, Avrupalı fatihlerin gelişiyle büyük ölçüde kesintiye uğrasa da, mirası günümüzde hala hayatta. Mezoamerikalıların kullandığı 260 günlük dini takvim hala Guatemala’nın yaylalarındaki bazı Maya toplulukları tarafından kullanılmaktadır. Ayrıca, And bölgesindeki birçok yerli topluluk, atalarının tarımsal ve dini uygulamalarını bilgilendiren geleneksel astronomi bilgilerini korumaktadır.
Dahası, Kolomb öncesi astronominin fiziksel kanıtları hala ayakta durmaktadır. Meksika’daki Chichén Itzá’daki El Castillo piramidi, ilkbahar ve sonbahar ekinokslarında, piramidin yan tarafında bir yılan şeklinde inen bir gölge oluşturarak, mimari ile astronomi arasındaki derin bağı sergiler. Peru’daki Machu Picchu‘daki İntihuatana taşı gibi bu tür anıtlar ve yapılar, bu kadim uygarlıkların gökyüzünü anlama konusundaki olağanüstü başarılarının ve bunun kültürlerinin her yönüyle ne kadar iç içe geçmiş olduğunun sessiz birer tanığıdır.
- Aveni, Anthony F. Skies of the Incas: A Study of Astronomy, Culture, and Calendar in Ancient Peru. University of Texas Press, 2010.
- Aveni, Anthony F. Star Gods of the Maya: Astronomy in Art, Folklore, and Calendars. University of Texas Press, 2001.
- Bricker, Harvey M., and Victoria R. Bricker. Astronomy in the Maya Codices. American Philosophical Society, 2011.
- Milbrath, Susan. Star Gods of the Maya: Astronomy in Art, Folklore, and Calendars. University of Texas Press, 1999.
- Urton, Gary. At the Crossroads of the Earth and the Sky: An Andean Cosmology. University of Texas Press, 1981.
- Zeilik, Michael. “The Astronomy of the Pueblo Peoples.” Archaeoastronomy, no. 9 (1986): 1-2

