Ödüllü kimyager ve fizikçi Marie Curie, tıbbi ve bilimsel araştırma alanlarına önemli katkılarda bulunmuş ve mirası bugün hâlâ yaşamaktadır. Kocası Pierre Curie ile birlikte iki yeni kimyasal element keşfetti: polonyum ve radyum. Birlikte fizik dalında Nobel Ödülü’ne layık görüldüler ve Curie daha sonra radyoaktivitenin nasıl inceleneceğini öğrendiği için kimya dalında da bir Nobel Ödülü kazandı. Bu son derece önemli maddelerin keşfi sayesinde Curie, radyografi alanında çığır açan araştırmalar geliştirdi.
Bu çalışmalar onu, yaralı veya hasta hastaların vücutlarının içini görmek için taşınabilir röntgen cihazları ya da “Petite Curie”ler yaratmaya yöneltti. Ayrıca kanser tedavisi alanlarına da büyük katkılar sağladı. Curie’nin en büyük keşiflerine ve hayat değiştiren çalışmalarının tarihi önemine daha yakından bakalım.
Marie Curie Polonyumu Keşfetti
Paris’teki Sorbonne’da henüz öğrenciyken Marie Curie, kocası Pierre Curie ile güçlerini birleştirerek Paris’teki Kimya ve Fizik Okulu’nun araştırma laboratuvarında çalışmaya başladı. Orada uranyumun yaydığı görünmez ışınları incelemeye başladılar. Birkaç yıl önce Profesör Henri Becquerel, bu ışınların katı maddelerden geçebileceğini ve havanın elektrik üretmesine neden olabileceğini keşfetmişti. Bu ışınları incelerken Marie ve Pierre, uraninit olarak da bilinen, uranyum oksitlerinden oluşan bir mineral olan pechblende adlı bir kimyasal keşfettiler.
Uraninit içinde Marie ve Pierre, uranyumdan önemli ölçüde daha radyoaktif olan derin siyah bir toz halindeki başka yeni bir elementi ortaya çıkardılar. Pierre ve Marie bu yeni, daha önce keşfedilmemiş elemente polonyum adını verdiler (sembol Po, atom numarası 84). Adı Marie’nin memleketi Polonya’dan geliyordu. Yüksek radyoaktivitesi nedeniyle polonyum insanlar için son derece tehlikelidir ve Marie sonunda radyoaktif maddelere maruz kalması nedeniyle kronik sağlık sorunları yaşadı.
O ve Kocası Radyumu da Keşfetti
Curie’ler uraninit ile deneylere devam ettiler. Polonyumu çıkardıktan sonra geriye kalan sıvıyı incelediklerinde, daha da radyoaktif, bilinmeyen başka bir elementi keşfettiler. Bu yeni elemente radyum adını verdiler; bu ad, maddenin yayabileceği enerji ışınlarına atıfta bulunan Latince radius kelimesinden türetilmiş Fransızca radium kelimesine bir göndermeydi. Pechblend, değerli uranyum elementini içerdiği için oldukça pahalı bir maddeydi.
Ancak Marie Curie, uranyum çıkarıldıktan sonra geriye kalan atık ürünleri temin edebildi ve bu sayede paha biçilmez çalışmalarını sürdürebildi. Radyum üzerinde çalışmak yorucu bir işti; saatlerce süren yoğun öğütme, çözme, filtreleme, toplama ve kristalleştirme işlemleri gerektiriyordu. Radyum polonyumdan bile daha tehlikeliydi. Marie ve Pierre o sırada farkında olmadıkları şey, bu sert kimyasallarla tekrarlanan yakın temaslarının onları son derece hasta ettiğiydi.
Kanser Araştırmaları
Takip eden yıllarda Marie, radyoaktiviteyi incelemenin ve ölçmenin yenilikçi yollarını geliştirdi. Curie, 1918’de Paris Üniversitesi’ndeki Radyum Enstitüsü’nün müdürü olarak atandı. Orada ekibiyle birlikte radyoterapinin kanser için hayat değiştiren bir tedavi olarak potansiyelini incelediler. Kaderin acı bir cilvesi olarak Marie Curie, 1934’te bu tür uçucu, radyoaktif elementlerle sürekli yakın temasının tetiklediği lösemiden öldü. Ancak o zamana kadar tarihte zaten önemli bir iz bırakmıştı. Bu arada, aynı zamanda kimyager ve fizikçi olan Curie’lerin büyük kızı Irene Joliot-Curie, 1935’te kocası Frederic Joliot-Curie ile birlikte yapay radyoaktiviteyi keşfettikleri için kimya dalında Nobel Ödülü kazandı.
Petite Curie’ler (Taşınabilir Röntgen Makineleri)
Marie Curie’nin kariyerindeki tarihsel olarak önemli bir diğer an, I. Dünya Savaşı sırasında yaralı askerlere röntgen çekebilen küçük, hareketli üniteler tasarladığı dönemdi. Bu sayede cephede doğru ameliyatlar yapılabiliyordu. “Petite Curie’ler” olarak bilinen bu hayat kurtaran cihazlar, kurşunları, şarapnel parçalarını veya kırıkları tespit ederek milyonlarca askerin hayatını kurtarmaya yardımcı oldu.

